7 – Ludwig van Beethoven

(16 Aralık (?) 1770’de Bonn’da doğmuş 26 Mart 1827’de Viyana’da ölmüştür.)Gariptir ama büyük şahsiyetler günümüze ne kadar yakın olursa, hayatları bize o nispette efsanevi görünmektedir. Beethoven hakkında da o kadar çok fıkra, rivayet ve romanvari hikayeler söylenmiştir ki, onun asıl şahsiyeti ve karakteri, edebi hayalperestliğin keşif perdesi altında kaybolmuştur. Sevgiden doğan bir ihtimamla ve hiçbir emekten çekinmeksizin en ufak teferruata kadar yapılan yorucu ilmi araştırmalar, onun hayatında meçhul kalan bütün hususları aydınlatmışsa da bu durum hala devam etmektedir. Hala harikulade güzel bir eser olan SONATA QUASi UNA FANTASIA hakkında AY IŞIGI ile ilgili hayaller kurulur, “Kaybolan kuruş yüzünden duyulan hiddetin” gürültülü tasviri yapılır ve hala “Titan Beethoven’den söz edilir. Yaşama sevincini tattığı Bonn’da geçen çocukluk hayatı bile mutad olarak anlatıldığı tarzdan farklıdır. O sırada, müzikli piyesleriyle tanınan Neefe, Beethoven’in başta gelen hocası oldu ve onun dikkatini Bach’ın eserleri üzerine çekti! Böylece Beethoven’in gerek tabiatı, gerekse besteciliğinin temeli bu gençlik çağında atıldı. Renania halkına mahsus canlılığını hiçbir zaman kaybetmedi. Bonn’da kendisini gören Haydn’ın tavsiyesi üzerine Mozart’ın talebesi olmak gayesiyle Viyana’ya gitti. Fakat annesinin ölümü bu teşebbüsün gerçekleşmesine engel oldu. İkinci defa Viyana’ya gidişinde ise Mozart ölmüştü. Haydn genç Beethoven’e rehber olmak vazifesini üzerine aldı. Lakin onun asıl hocası, füg tekniğiyle anılan Albrechtsberger oldu. Beethoven’e Ren sahilindeki memleketine bir daha dönmek nasip olmadı; Viyana’da kaldı. Tabiatı haliyle insanlar arasına katılmayı ve hoş sohbetliği seven Beethoven’in hayatta yalnız kalması, önüne geçilemeyeceği anlaşılan sağırlığının gittikçe artması ve babalık yaptığı yeğeni yüzünden duyduğu derin üzüntüler hayatı üzerine bir gölge teşkil ediyordu. Fakat yaratıcılığı ile kendini insanlığa karşı borçlu ve vazifeli sayan Beethoven, bir zaman için kafasında beliren hayatına son verme düşüncesinden kendini uzaklaştırdı Bu hareketi, onun asil tabiatlı olduğunu ifade eder. O yüzdendir ki, büyük bir mesuliyet duygusu içinde fikri ve ahlaki prensiplerinden bütün hayatı boyunca hiçbir zaman ayrılmamıştır. HEILIGENSTADT VASİYETNAMESİ diye anılan yazısı bunu ispat eden bir vesikadır. Beethoven’in bu karakterini eserleri aksettirmektedir. Çünkü Onun sanatı, şahsi itiraflarının tesiri altındadır. Onun sanatı ile XIX yy.ın başlangıcına rastlayan yeni bir devrin kapısı açılmıştır. Bu dönüm noktasında, mevcut nizamdan ayrılan, yeni bir nizam arayan insan tek bir fert olarak Tanrı, zaman veya keder dediğimiz kuvvetlerin karşısına kendi iddia ve sorularıyla çıkıyor. Bu gidişin derin izlerini taşıyan asrın sanattaki ifadesinin esasını, büyüklüğünü ve trajik mahiyetini doğru olarak anlamak istiyorsak, bu keyfiyeti iyice göz önünde tutmalıyız. Beethoven’in tarihi durumunu da bu gidiş tayin etmiştir. Haydn’in sanatı, sosyal bir topluluk ve nizam içinde kökleşmiş bulunuyordu. Beethoven,’in sadece 9. senfoni yazması bile bu durumu açıkça göstermektedir. Bunlardan bilhassa ikisi (biri onun tabiata bağlılığının delili olan 6. pastoral senfonisi ve diğeri, Schiller’in “Neşeye Od’unu” bitiş korosu olarak kullandığı 9. senfonisidir) kendinden sonraki gelişme sahasını ihata etmektedir Piyanonun yeni ifade imkanlarının keşfi (mesela piyano sanatlarında), yaylı sazlar kuartetlerinin developman kısımlarında yeni şekillendirme unsurlarının ihdası, çok sayıda kontrpuan tekniğinden faydalanan son eserlerinde beliren yeni form prensipleri etrafındaki teşebbüsler, müzikle büyük insani ve yapıcı fikirlerin birleştirilmesi gibi hareketler, yaratıcı yeni bir ışık altında gösteren unsurlardır. Bizce onun büyüklüğünü ve yüceliğini katiyetle tayin eden, umumi rağbete mazhar olan popüler eserlerden ziyade, çağdaş taraftarlarının bile anlamayarak reddettiği ve bizim de kısmen henüz çözemediğimiz “SON” Beethoven devrinin eserleridir. O zamanki Beethoven, Haydn’e yakın olan ilk yaratma devrinin çekici güzelliğini terk ederek, eskiden beri “orta devir” denilen meşhur sonat, senfoni ve oda müziği eserlerindeki trajik ve şiddetli ifade tezahürlerinden sonra, vakitsiz gelen ihtiyarlığın saf ve halis ifadesini bulmuştu. Beethoven, ahlaki olgunluğunu ve insanlığı eserlerinde dile getirmiş bir sanatkardı. Şair E. Th. A. Hoffmann, çağdaşı Beethoven için “Romantik” tabirini kullanmıştı. Beethoven’in açtığı asrın bütün yaratıcı sanatkarlarının onu örnek alarak hareket ettiği düşünülürse, Hoffmann’in bu tabiri yanlış değildir. Schubert’ten Bruckner’e, Schumann ile Brahms’tan Reger’e, Berlioz ve Liszt’ten Strauss’a kadar uzayan, Wagner ve Pfıtzner’de, hatta nihayet Bartok’da şekil alan bir gelişme bu BEETHOVENCILIK’ta toplanabilir ki, sanatlar arasındaki sınırları aşarak aynı asrın genç şairlerini de coşturmuş ve yaratıcı hamlelerle teşvik etmiştir. Böylece Beethoven’in kendi şahsiyetinde pek manalı bir şekilde nöbet değiştiren iki devir arasında mutavassıt bir mevkide bulunmaktadır.

 

MEKTUPLARI
6 Temmuz, Sabah
Meleğim, her şeyim, my very self – Sadece bugün o kurşunkalemle (seninkiyle) birkaç kelime yazdım ve
– Yarına kadar pansiyonum kesin olarak belirlenemeyecek – ne yararsız bir zaman kaybı – İhtiyaç konuştuğunda bu derin acı neden – Fedakarlıklar olmadan, her şeyi biri diğerinden talep etmeden aşkımız sürebilir mi; tamamen benim olmadığın gerçeğini değiştirebilir misin, ben tamamen thine değilim – Oh tanrım, doğanın güzelliklerine bak ve olması gerektiği gibi bununla kalbini rahatlat; aşk her şeyi talep eder ve bu çok justly (justly=adil olabilir) – bu yüzden o bana ve sana, ve sana ve bana. Ama senin ve kendim için yaşamam gerektiğini çok kolay unutuyorsun; eğer tamamen birleşseydik bunun acısını an az benim kadar (benim gibi az da olabilir) hissederdin – Yolculuğum korku doluydu; dün sabah 4’e kadar buraya ulaşamadım. Atların eksikliğinden posta-faytonu sürücüsü başka bir yol seçti, ama ne kötü bir yoldu; önceki sahnede gece yolculuk etmemem için uyarılmıştım; bir orman hakkında korkutuldum, ama bu beni sadece daha meraklı yaptı – ve yanılmışım. Faytonun kötü yolda incelemeye ihtiyacı var, dipsiz çamur bir yol. Başımdan geçen gibi bu tür durumlar olmadan yolda saplanıp kalmalıydım. 8 atla buradaki normal yoldan yolculuk eden Esterhazy, benim 4 atla yaşadığım aynı kaderi paylaştı. Öte yandan bundan biraz zevk de aldım, her zorluktan başarıyla çıktığımdaki gibi – Şimdi çabuk bir değişiklik dahili şeylerden harici şeylere. Tabii ki en kısa zamanda birbirimizi göreceğiz; üstelik bugün hayatımla ilgili son birkaç gün esnasında düşündüklerimi seninle paylaşamıyorum – Eğer kalplerimiz daima birbirine yakın olsaydı bunların hiçbiri başımıza gelmezdi. Kalbim sana söylemek istediğim bir sürü şeyle dolu – ah – konuşmanın hiçbir şeye değmediğini hissettiğim anlar oluyor – neşelen – Tek ve gerçek hazinem olarak kal tıpkı benim senin olduğum gibi. Tanrılar bizim için huzur yollamalı ve yollayacak.
Sana sadık LUDWIG

6 Temmuz Pazartesi, Akşam
En değerli varlığım; acı çekiyorsun – Mektupların Pazartesi ve Perşembe sabahları çok erken postalanması gerektiğini daha yeni öğrendim – Posta arabasının (faytonunun) buradan K.’ya gittiği biricik günler – Acı çekiyorsun -Ah nerede olursam olayım, sen de oradasın – Seninle yaşayabi1eceğimi seninle ve benimle ayarlayacağım, Ne hayatı! Böyle! Sensiz – insanoğlunun iyiliğiyle buraya ve oraya koşuştur – hak ettiğimin azını istiyorum – insanın insana karşı tevazusu – beni acıtıyor – evrendeki ilişki içerisinde kendimi düşündüğümde, ben neyim ve o ne – en büyük dediğimiz – ve henüz – burada insanın içinde yatan ilahi – Muhtemelen Cumartesi’ye kadar benden ilk raporu alamayacağını düşündükçe ağlıyorum. – Senin beni sevdiğin kadar – ben seni daha fazla seviyorum – Ama hiç kendini benden gizleme – iyi geceler – Banyo alıp yatacağım – Oh Tanrım – çok yakın! Çok uzak! Aşkımız cennete ilişkin bir durum gibi, değil mi (cennetten çıkma değil mi demek istiyor herhalde), ve aynı zamanda cennetin kubbesi gibi sağlam değil mi?

Günaydın, 7 Temmuzda
Hala yatakta olmama rağmen düşüncelerim sana gidiyor, ölümsüz (ebedi daha iyi olur herhal) sevgilim, şimdi ve sonra neşeli, .sonra kederli kader bizi duyacak mı diye öğrenmek için – Sadece tamamen seninle yaşayabilirim ya da hiç yaşayamam – Evet, en sonunda gerçekten kollarına uçarak seninle evdeyim diyene kadar senden çok uzakta dolaşmaya kararlıyım ve ruhlar ülkesinde sana sarılı ruhumu yollayabilirim. Evet, maalesef böyle olmalı – sana olan sadakatimi bildiğin için daha çok içereceksin (ya da kapsayacaksın. Abim Ruhundan bahsediyor herhalde). Başka kimse kalbime sahip olamaz – asla – asla – Oh, Tanrım, birini bu kadar seven insan neden sevdiğinden ayrı kalmalıdır ki. Ve şimdi benim V’deki yaşamım çok aşağılık bir hayat – Aşkın beni hemen insanların en mutlusu ve en mutsuzu yapıyor – Bu yaşta sakin ve düzenli bir hayata ihtiyacım var – ilişkimiz de böyle olabilir mi? Meleğim, bana posta arabasının artık her gün gittiğini söylediler – bu yüzden mektubu bir an önce kapamalıyım ki sen de bir an önce alasın – Sakin ol, sadece varoluşumuzu sakin bir gözden geçirmeyle beraber yaşama amacımıza ulaşabilir miyiz – Huzurlu (ya da sakin) ol – beni sev -:bugün – dün – gözyaşlarıyla dolu özlem, senin için – senin için – senin için – hayatım – her şeyim – elveda. Oh beni sevmeye devam et – asla aşkının en ( en yerine 100% desek belki daha manalı olur) sadık kalbini yanlış değerlendirme.

Hep thine (bu thine eski İng. Senin olabilir mi acaba? – sözlükte yok da.)
Hep benim
Hep bizim

 

kaynak: http://www.beethovenlives.net

 

Hazırlayan: ders BELGELİĞİ müzik kolu

 

Gazeteyi Görmek İçin Tıklayınız.